Kronik Mutsuzluk

Kronik mutsuzluk tarafından kuşatıldığımızın farkında mıyız?

Mutluluğu tanımlamak ne kadar zor ise mutsuzluğu tanımlamak bir o kadar kolay.

Mutsuzluk sebeplerimize göz atalım

-İşim yok. Gelirim yok.

-İşim var ama sevmiyorum. Hak etmediğim koşullarda çalışıyorum.

-İşim var, memnunum. Gelirim de iyi ama sürekli çalışıyorum.

-İşim var, seviyorum ama kazancım iyi değil. Yaşam standardım düşük.

-Başarılı değilim.

-Yapmak isteyip yapamadığım çok şey var.

-Ev-iş-ev-iş robot gibi yaşıyorum.

-Arkadaşım yok.

-Arkadaşım var ama dostum yok.

-Dostum var ama sevgilim yok.

-Sevilmek istiyorum ama sevgili istemiyorum.

-Güvenmiyorum.

-Terk edildim, aldatıldım.

-Bağlanmak istemiyorum.

-Sevgilim var, boğuyor.

-Sevgilim yok, yalnızım.

-Evliyim ama her şey çok monoton.

-Yorgunum.

-İnsanlar çok kötü olmuş… Dünya çok kötü…

-Acılarım var, korkularım var.

-Hep beni bulur zaten…

-Bir de bana/bize bak, bir ona/onlara…

-Bu mu adalet?

-Yalnız geldik yalnız gideceğiz.

-Hayat bu mu?

Hep mutsuz, hep mağduruz.

Olumlu olumsuz bütün duyguları fark etmemiz; o hissi tanımamız ve anlamamız gerektiğine inanmakla birlikte kronik mutsuzluk adına çözümler geliştirmemiz de şart.

Modernleşmeyle birlikte doğadan kopmuş insanın doğanın güzelliklerini göremiyor noktasına gelmiş olmasını -üzücü de olsa- anlayabiliyorum. Zaman içerisinde ne doğanın renklerinin ne gökyüzünün ne denizlerin ne hayvanların varlığının değeri kalmış. Doğayla bağlantısını yitirmiş insan.

Sonra insanla da bağlantısını yitirmiş. Yüz yüze iletişimin, karşımızdakini gözlemlemenin, ona baktıkça tebessüm etmenin, acı-tatlı paylaşmanın değeri kalmamış. İnsan, insana rakip ve düşman olmuş.

Sömüren-sömürülen çarkını es geçmemek gerek tabii… Zaten hepsi iç içe değil mi?

Mutsuzluğun dış faktörlerle, ilişkilerle, sebep-sonuçlarla ortaya çıkabilecek bir duygu olduğunu kabul etmekle ve bizzat deneyimlemekle birlikte mutluluk, içseldir. Farkındalık ve olgunlaşmayla beraber geldiğine inandığım bir yaşam felsefesi, bir bakış açısıdır.

Suçlamak ne kadar kolaysa mutsuzluğu giyinmek de bir o kadar kolaydır…

Yazar, filozof, şair Henry David Thoreau‘nun çok sevdiğim bir sözünü paylaşarak yazımı sonlandırmak istiyorum.

“Mutluluk, kelebeğe benzer. Siz yakalamaya çalıştıkça o, kaçıp gider. Ne zaman ki dikkatinizi farklı şeylere verirsiniz, ancak o zaman gelir ve omzunuza konar.”

Sevgiyle. Mutlu hafta sonları!

“Hayat” yazımıza ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.