Yaratıcılık nedir? Yaratıcı meslekler nelerdir? Yaratıcılık doğuştan mı gelir? sorularıyla başlayalım. Bu sorunun cevabı disiplinden disipline farklılık gösterir. Kimi kuramcılar yaratıcılığın doğuştan geldiğini, yaratıcı bireylerin beyin yapısının farklılık gösterdiğini saptayan çalışmalar ortaya koyar. Kimileri ise her bireyin yaratıcı doğduğunu ancak eğitim sistemi içerisinde bu özelliğinin yok olduğunu savunur. Bu kuramcılardan biri de Eğitim, Yaratıcılık, İnovasyon uzmanı Sir Ken Robinson‘dır.
Sir Ken Robinson, eğitimin öneminin ve ideal eğitim sisteminin altını çizer. Çünkü ona göre her çocuk özgür, yaratıcı ve yetenekli doğar. Ancak eğitim sistemi içinde yaratıcılık baskılanabilir. İdeal eğitim sisteminde kişinin sorgulamasının, düşüncelerini özgürce ifade etmesinin önemini belirtir. Aynı zamanda yaratıcı meslek gruplarıyla toplum nezdinde el üstünde tutulan tıp, hukuk, mühendislik gibi meslek gruplarını eşitleyen bir eğitim sisteminin gerekliliğinden bahseder.

Yaratıcılık nedir?
“Yaratıcılık, daha önceden kurulmamış ilişkiler arasında ilişkiler kurabilme, böylece yeni bir düşünce şeması içinde yeni yaşantı, deneyim, fikir ve ürünler ortaya koyabilme ya da anlam evrenimizi yeniden yapılandırma, bireyler için ya da kültür için gerçekliğe uygun bir yenilik katmaktır.“
Yaratıcı Meslekler Nelerdir?
Yaratıcı meslek grupları dediğimiz an ilk akla gelen tiyatro, müzik gibi sanat dalları oluyor. Oysaki yaratıcı düşünce ve ürün isteyen pek çok meslek söz konusudur.
Örnek vermek gerekirse grafikerlik, fotoğrafçılık, yönetmenlik, yazarlık, mimarlık, reklamcılık, görsel iletişim, web tasarımcısı, video-animasyon, moda tasarımı gibi…
Toplumsal hayatın büyük bir alanına nüfuz eden bu meslek grupları maalesef hala daha toplumda büyük bir gururla kucaklanmamış ve içinde olan kimseler dışında görev tanımı, çalışma süreci de pek anlaşılamamıştır.

Örneğin, fotoğrafçılık bir kurumun (iç/dış cephe) tanıtım çekimlerinden sualtı fotoğrafçılığına; bir markanın ürün (mücevher, yemek vb.) fotoğrafçılığından moda fotoğrafçılığına pek çok alt kırılıma sahiptir. Dolayısıyla herhangi bir alanında uzmanlaşarak sektörde isim yapmayı gerektiren ciddi bir meslektir. Buna rağmen “hobi” algısı devam etmektedir. Bu ne demek? Şöyle ki, “Bir mesleğin olsun, sen yine hobi olarak fotoğraf çekebilirsin. Gezilere, turlara katılabilirsin...”
Yani, sözün bittiği nokta gibi bir yorum gerçekten.
Özellikle bu örneği vermek istedim. Müzik, tiyatro, seslendirme gibi sanat dalları zaten geçim sağlanması mümkün olmayan “hobi”ler oldukları için bir de sektörle daha içli dışlı olabilecek fotoğrafçılığa bakalım istedim.
Keza diğer örneklere de dönmemiz gerekirse; şayet çok ciddi bir isim değilseniz, ya da mutfaktaysanız, maalesef vahşi kapitalizmin içinde sömürüye çok daha açık bir noktadasınız. Toplum algısını da geçtim, maddi olarak emeğinizin karşılığını alamadığınız gibi manevi olarak da yaratıp/üretmeyenler tarafından gölgelenmenin sancısını yaşayacaksınız.
Dolayısıyla söz bitmemeli. Henüz iş hayatına atılmamış gençler, üniversite öğrencileri bunları bilmeli ve hüsrana uğramamalıdır.
Kendilerini ve günü kurtarmak yerine çok daha büyük bir bilinçle hareket ederek geleceklerini kurtarmaları gerektiğini bilmelidirler.
Youtube kanalımıza gitmek için buraya tıklayabilirsiniz.