“Birden huzur dolar içime…”

Gökyüzüne bak derim kendi kendime bir çıkış bulamadığımda. Birden huzur dolar içime fakat ne kadar uzun bakabilirsin ki? Basit bir hayatın sıradan bir gününde yapman gereken onca şey varken… Ve indiririm yüzümü temiz boşluktan yere.

Peki ne görüyorum? Eleştirilecek tonla insan, tıpkı benim gibi. Neye inanıyorlar? Neden etkileniyorlar? Nasıl hayatlara sahipler? Gen yapılarımız görünüşümüzde çeşitlilik yaratıyor peki, fakat düşüncelerimizi farklı kılan nedir? Ya da yaşantılarımızı.

“Anlaşılamamak herkesin ortak korkusudur.”

Pek çoğumuz bizi var eden bir yüce varlığa inanıyoruz. Çünkü böylesi daha kolay, sakinleştirici olarak daha çok güven veriyor. Tonla soruyu yanıtlamaktan kurtarıyoruz kendimizi. Kelimeleri tekrarlıyorum gibi geliyor yazarken çünkü büyük bir sebebi var. ” Anlaşılamamak”. Bunu düşünen, düşünebilen herkesin ortak korkusudur. Bu yüzden artık yazarken umursamamayı tercih ediyorum.

Hani derler ya, yazarak içini döker insan diye. Rahatlar, huzur dolar, çoğumuz biri okuyacak diye yazarken içinizi dökemiyor. Aksine stres yükleniyoruz. Kendini kağıtlara döküp rahatlamak isteyecek kadar kırgın yüreklerimize daha büyük bir eziyet değil mi bu?

İşte aradığım ve istediğim şey tam olarak da bu: Yazımı bitirmeden başa dönüp ne yazmışım bakacak kadar aklımı boşaltmak, geri dönüp ne yazmak istediğimi hatırlamak, unutacak kadar rahatlayıp ne istiyorsam yazmak. İşte bunu anlayabildiğimizde anlaşılmamaktan korkmayacak ve kendimiz olabileceğiz. Çünkü kendimiz olabilirsek; unuttuğumuzu hatırlar ve başkalarını da tanıyabiliriz.

“Dilemek Yetmez”

Kendini tanıyan başkasını tanımakta zorluk çekmeyecektir. Daha hoşgörülü olacaktır. Peki sonra ne olacak? İşte beklediğim kısım. Düşünmeye başlayacak, düşündükçe eleştirmeye, eleştirdikçe çözümlemeye, farkına varacak ve pozitif yönde ilerleyeceğiz. Benim hissettiğim, arzu ettiğim bir şey bu.

Çoğu zaman aklımı kaçırıp gökyüzüne bak diyorum kendi kendime. Hatırladınız mı? Girişi birden yaptığımdan dolayı benim için kısa ama yazabileceğim kadar uzunca anlatmaya çalıştım. Çünkü azınlık olduğumuzu hissediyorum. Bulunduğum toplumun çarpıklığında kendine zaman ayırıp yeni birşeyler deneyebilecek ve kendini her anlamda geliştirmeye açabilecek o kadar az şanslı insan var ki, kendimi şanslı hissediyorum.

Azınlığın biz olmadığımız günlerin gelmesini sadece dilemek yetmez, yazmalıyız, konuşmalıyız, okutmalıyız ve kendimize değer katmaktan hiç vazgeçmemeliyiz

Yazar: VVM

Kafa Sesleri 1 Yaşında yazımıza ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.