23 NİSAN’ I ANLAYABİLDİK Mİ?

23 Nisan 1920… Ülkemiz için olduğu kadar Dünya için de bir o kadar önemli bir tarih aslında. Bizim egemenliğimizin, bağımsızlığımızın en önemli yapı taşlarından iken Dünya’da çocuklara armağan edilmiş tek bayram.

Peki ne zorluklarla kuruldu biliyor musunuz? Okullardan sıralar, evlerden teneke sobalar, halılar, çatılardan kiremitler, kahvehanelerden gaz lambaları ve bakkal defterlerine tutulan Meclis zabıtları… Evlatlarını Çanakkale’de şehit vermiş anaların duaları, çabaları… Yiğitlerini kefensiz toprağa vermiş bir Millet… Biz bugünlerimizi özgürce yaşayabilelim diye elleri nasır bağlayana kadar çalışan babalar, içi kan ağlaya ağlaya… Ne zorluklar yaşadı kiminin babası, kiminin dedesi, kimininse büyük büyük dedesi? Biliyor muyuz? Ya da en azından durup hiç düşünüyor muyuz? Yoksa!.. Neyse…

Hepimiz ilkokul çağından eğitim hayatımızın sonuna kadar onlarca kez okumuşuzdur Kurtuluş Savaşı, İlk Meclis’in açılışını, Cumhuriyet’in ilanını. Peki açık yüreklilikle cevap verin lütfen! Ama bana değil, kendinize. Ne kadarını anladık? Ne kadar minnet duyduk ve ne kadarını sahiplendik?

Kendimize sormalıyız; ben ne yaptım?

Benim haddime değil tabi ki kimseyi yargılamak ve birine nasihat etmek. O yüzden öz eleştiri yaparak anlatacağım.

33 yaşındayım. Bu yaşıma kadar ülkem için ne yaptım? Hele bir de Türkiye’nin sayılı okullarından olan fen liselerinden birinde (en azından benim zamanında öyle idi) devlet imkanları ile eğitim gören biri olarak söylüyorum; Türkiye için ne yaptım? Belki eşime, anneme, babama sorsanız katılmayacaklardır ama bence hiçbir şey yapmadım. Güzel günler geçirdim. Eğitim aldım evet ama ne fark yarattım? Evet, Türkiye’ yi kuran o cefakar analar, yiğitler ile aynı şartlarda değildim. Ve evet, onlar gibi çileli bir hayat sürmek zorunda da değilim, onların sayesinde. Peki ben onların bin bir emekle kurduğu bu ülke için bu rahatlığa rağmen ne yaptım?

23 Nisan ruhunu ne kadar anlayabildik?

Bence anlayamadık. Çünkü yıllarca bize yazımın başında biraz duygusal cümleler ile anlattığım gibi anlatıldı 23 Nisan. O yüzden güçlü bir duygusal bağ ile bağlıyız 23 Nisan’a. Ama ne kadar anladık? İşte burada soru işaretlerim var.

Çünkü 23 Nisan; Egemenlik demek, Kurtuluş demek, Kurtuluş’a atılmış büyük bir adım demek. Milli birlik ve beraberliğimizin anahtarı demek. O’ nu anlamak ise azim demek, çalışmak demek, ülkeni ve insanını sevmek demek. Çocukluk, yani gelecek demek. 23 Nisan demek Türkiye demek. O zaman geleceğimize ne kadar sahip çıkıyoruz? Milli birlik ve beraberliğimize ne kadar önem veriyoruz? Çocuklarımıza ne kadar değer veriyoruz? Ne kadar azmediyor ve ne kadar çalışıyoruz? Ülkemizi ne kadar seviyoruz?

Yoksa o hep eleştirdiğimiz başkalarına mı dönüştük?

Ulu Önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK o günleri anlatırken;

“…

Vapura binmeden önce Babıâli’ye uğradığım zaman Yunanlıların bu saldırısını şaşkınlık içinde haber alan Heyet-i Vekile toplantı hâlindeydi. Benim varışımı öğrendiklerinde görüşmelerine ara vererek bir kısmı yanıma geldi.

“Ne yapalım?” dediler.

“Yiğitlik gösteriniz!” dedim.

“Bunu burada nasıl yapabiliriz” dediler, yalnız, yine:

“Burada yapabildiğinizi yaptıktan sonra devam edebilmek için benim yanıma gelirsiniz” cevabını vererek ayrıldım. Samsun’a ayak bastıktan sonra hemen ülke ve milleti yokladım, gördüm ki ülkenin ve milletin görüşü bağımsızlık savunmasında duraklayanları utandıracak yüksek özelliktedir. Doğrusu iki yıldan beri bütün dünyanın şahit olduğu olaylar düşüncelerimde tutarlılık ve milletin kararlı inançlarında gerçek kuvvetin olduğunu kanıtladı. Bundan dolayı cidden gurur duyuyorum.

…”

*T.C. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı: https://www.atam.gov.tr/ataturkun-soylev-ve-demecleri/turkiye-buyuk-millet-meclisinin-kurulus-gunune-ait-anilar


Dipnot: Ben iğneyi kendime batırdım. Çuvaldıza gerek yok hepimiz biraz iğne batırsak kendimize yeter.


Yazının Sorusu: Şimdi yiğitlik sırası kimde?

Diğer yazılarımı okumak için: https://kafaseslericom.wordpress.com/author/eraykagansimsek/