Güncellenme

Yaşadığımız her an her şey güncelleniyor. Sürekli olarak değişim ve gelişim içerisindeyiz. Bir düşünün! Elinizdeki telefon, evinizdeki internete bağlanan televizyon, iş ya da günlük işler için kullandığınız bilgisayar… Her şey sürekli güncelleniyor. Hatta insan bile. Bu durum da bizi dinamik olmaya, yerinde saymamaya itiyor. İtilmek isteyene tabi… Gerçi itilmek istemeyen de güncellenme yaşıyor ama farkında olmuyor.

Yeni yol arayışı.

Bu itilmeyi hayatımın her yaşında sürekli yaşadım. Akranlarımdan farklı baktım hep olaylara. Daha büyük amaçlar peşinde koştum. Ama hep güncellenerek, bir ideolojiye ya da bir fikre bağlı kalmadan. Temelde duygularım, düşüncelerim, dürtülerim değişmese de teori – pratik farkı gibi pratikte hep değiştim. Çok okuduğum, dinlediğim ve düşündüğüm için mi bilmiyorum? Ama pratiklerde insanların çoğundan hep bir adım önde olmayı da başardım. Daha leb demeden leblebinin geleceğini bilmekten öte karşımdakinin leblebi istediğini anlayıp alırım yani o derece.

Bu duygular da beni yeni yol arayışlarına itti. Fark yaratma isteğine. Kendi içimde yaşadığım çelişkiler ve hayat şartları yüzünden daha tam yolumu bulabilmiş değilim ama biraz akışına bırakmak da lazım bazen. Su akar yolunu bulur gibi.

Farkında olmadan güncellenme yaşamak.

Farkında olamamak bir insanın başına gelebilecek en kötü şey bence. Bir hayat yaşıyorsunuz ama neden ve nasıl olduğunun farkında değilsiniz. Başınıza bir sürü olay geliyor. O olaylara tepki gösteriyorsunuz. Yaşadıklarınız sizde bir takım dürtüler oluşturuyor ama farkında değilsiniz. Hiç beklemediğiniz bir an da hiç beklemediğiniz bir insandan hiç beklemediğiniz bir davranış görüyorsunuz. O insanı hemen yargılarsınız değil mi? Eskiden böyle yapmazdı şimdi neden yapıyor diye çıkışırsınız. Karşı tarafa çuvaldızı hemen batırıveririz. Saniye beklemeden. Peki ya kendinize iğneyi batıyor musunuz? Ne kadar değiştiğinizin farkında mısınız? Değişim kaçınılmaz bir şey ise madem bu değişimi kontrolünüz altında tutmayı neden istemez insan?

Direnmek!

Bir de bunların hepsinden haberdar olup direnenler var. Hala az da olsa duyarsınız mesela “ben akıllı telefon kullanmıyorum” diyen birilerini. Neden kullanmıyorsun diye sorarsanız ya paranoyası yüksektir “bizi bunlarla takip ediyorlar” der ya da “bunlar hayatımızı mahvetti” der. Paranoyası yüksek olana bir şey diyemem ama hayatımız mahvetti diyenle biraz uğraşabilirim. Gelişen teknolojiye, yapılan icatlara direnenler çoğunlukta değil Allah’tan. Yoksa düşünsenize belki de hala tekerleğin icadında kalmıştık . Direnmeyin değişime! Alın kendi ihtiyacınıza göre adapte edin kullanın.

Değişime direnmemek ve farkında olabilmek adına çıktığım yollardan birisi de eğitmenlik bildiğiniz üzere. Yeni nesil girişimcilik adıyla bir eğitim veriyorum . Fark yaratabilmek adına bu konu ile ilgili bir makale kaleme almak istedim ve bazı hocalarımla konuşup bu sabah literatür taramasına başladım. Ama gel gör ki acayip sıkıldım. Artık kabul etmek lazım günlük kullandığımız dil çok başka bir akıcılık kazandı ve hepimiz de buna alıştık. Sadece Türkçe için değil tüm dillerde durum aynı. Akademik makalelerde dil çok ağır geldi. Anlamadığımdan değil, anlıyorum. Ama akademisyenlerin halka ulaşamamasının sebeplerinden biri de belki kullandıkları dildir. Şimdi bu yazıyı okuyan akademisyenler belki de hadi oradan sende diyebilir. Ama ben yine de şunu savunuyorum; İşin ciddiyetini kaybettirmeden bazı güncellemeler yapmakta fayda var gibi. Neyse siz bilirsiniz.

Farkında olarak güncel olmak!

İşte tam olarak bunu arıyorum ben. Çok zor değil. Ayda bir kere oturup 2 saat düşünsek yeter. Ne idim, ne oldum? Neye neden tepki gösterdim? Bu duruma neden düştüm? İlla olumsuz olmasına gerek yok. Bu başarıyı nasıl elde ettim? Beni bu yola iten dürtüm ne idi? Daha ileriye gitmek için hangi duygu ve düşüncelerime ihtiyacım var? Bu soruları bir kez sormaya başladığınızda zaten bir daha sormamayı başarmak çok zor.

Yeter ki sorarken farkında olarak sorun. Farkındalığa ilk adımları atmak için bu yazıyı da önerebilirim: https://atomic-temporary-175113293.wpcomstaging.com/2020/04/10/insan-mindfulness/


Dipnot: İsteseniz de istemeseniz de güncelleneceksiniz! Bari lehinize olsun.


Yazının Sorusu: Değişmeyen bir şey gösterebilir misiniz?

Diğer yazılarımı okumak için: https://kafaseslericom.wordpress.com/author/eraykagansimsek/