Varsayalım ki bir gün uyandınız. Güzelce hazırlandınız ve evinizden bir sebeple dışarı çıktınız. Aniden uzun süredir görmediğiniz ama çok yakından tanıdığınız biriyle karşılaştınız. Çok eskiden tanıdığınız ama zamanla, sebepsiz yere ayrı düştüğünüz birisi olsun bu. Böyle anlarda bazen içimizi bir his dürter. Geçmişimizle tekrar konuşmak isteriz, çünkü hatırlamak isteriz. Ve o biriyle konuştukça fark ederiz ki, ne biz artık o eski bizizdir, ne de karşımızdaki o eskiden hatırladığımız birisi aynı kalmıştır. My Dinner with Andre, işte böyle iki eski arkadaşı anlatıyor.

My Dinner with Andre ‘nin Konusu
1980’lerde geçen filmde Wally, New York’ta yaşayan bir tiyatro yazarıdır. Ancak son yıllarda istediği gibi yeni oyunlar yazamadığı için maddi sıkıntı çekmeye başlamıştır. Öyle ki sevgilisi Debbie, haftada 3 gün garsonluk yapmakta ve evin geçimini sağlamaktadır. Bir gün Wally‘ye bir telefon gelir. Eskiden tiyatrodan tanıdığı ve ünlü bir tiyatro yönetmeni olan Andre kendisiyle buluşmak ister. Wally istemeye istemeye bu buluşmaya gitmek için yola çıkar.
Buluşacakları restorana önce Wally gider. Bir süre barda bekledikten sonra masaya alınır. Kısa süre sonra Andre gelir. Wally, Andre‘nin fiziksel olarak çok değiştiğini söyler. Ama bunun iyi bir anlamda olduğunu da ekler. Oysaki Andre, fiziksel özelliklerinin dışında fikirsel olarak da çok değişmiştir. Andre, Wally’yle görüşemedikleri yıllar içerisinde neler yaptığını, nerelere gittiğini, kimlerle tanıştığını bütün detaylarıyla anlatmaya başlar.
Wally, Andre‘nin bütün maceralarını sorgulamadan ve büyük bir sabırla dinler. Ne zaman ki Andre, bütün anlattıklarının kendi fikirlerini nasıl değiştirdiğini açıklamaya başlar, Wally birden dikkat kesilir. Çünkü Wally, Andre’nin görüşlerinin çoğuna katılmamaktadır.

İnsan Nasıl Mutlu Olur?
Aslında kısaca, iki eski arkadaşın neredeyse tek mekanda geçen sohbetini anlatan bir film izliyoruz. Filmin asıl başrolü ise senaryo. Herkesin kendinden bir şey bulabileceği, nefis diyalogları var. Bazı yerleri geri alıp tekrar dinleme ya da filmi durdurup üzerinde uzun uzun düşünme isteği uyandırıyor.
Wally, hayattan basit şeyler isteyen bir insan. Sade bir yaşamı savunuyor. Biraz minimalist bile denebilir. Wally elindekilerle mutlu olmaya çalışan bir adam. Andre ise gerçekliği sorgulayan bir maceraperest. Menüsünde modern yaşamdan alışkanlıklara, aşktan ölüme, dostluktan savaşa birçok konu var. Aslında Andre de Wally gibi mutluluğa ulaşmak istiyor, ancak bunu Wally’ye göre farklı bir yöntemle yapıyor. Wally ise yalnızca Andre‘nin bu yöntemlerini sorguluyor. Aynı amaca ulaşmak isteyen iki insan neden anlaşamaz? Anlaşamazlarsa bundan ne gibi bir sonuç çıkar? Film biraz da bu sorulara yanıt arar nitelikte.
Sinematografi olarak büyük beklentiniz olmasın. Işık yer yer yetersiz. Kamera hareketleri ve açıları bazen dikkati dağıtacak şekilde dengesiz. Uzun repliklere göre, oyunculuklar samimi ancak üst düzey değil. Yine de film size, sanki siz de o restorandaki bir masada oturuyormuşsunuz hissi veriyor. Zaten yukarıda belirttiğim gibi, bu filmin başrolü senaryo ve nefis replikleri. “Alışkanlıklarına göre yaşıyorsan, aslında yaşamıyorsun demektir.” gibi, Fight Club’ı andıran derin replikleri var.
IMDb puanı 7.8 olan My Dinner with Andre ‘nin toplam süresi 1 saat 51 dakika. Boston Society of Film Critics’ten (BSFC) En İyi Senaryo Ödülü’nü alan bu filmi izlemenizi tavsiye ederim. Bana bu filmi tavsiye eden Beril’e de çok teşekkür ederim.
Sizin de yayımlanmasını istediğiniz seçme şiirler veya yazılarınız varsa editor@kafasesleri.com adresine gönderebilirsiniz.