Yenilenmek

Yenilenmek gerek bazen. Hatta bunu bir yaşam felsefesi edinmek gerek. Gündelik hayatın içine sıkışmış bir şekilde yaşayıp gidiyorken, “toplum > birey” yapısında yutularak benliğimizden uzaklaşmak durumunda kalıyorken, bir nefes alabilmek, yaşadığını hissetmektir; yenilenmek.

Yaşam ve ölüm arasındaki çizgide yeniden doğum motivasyonuna sahip olmak diyeyim hatta ben buna.

“Yeniden doğma” ihtiyacı olanlar ve olmayanlar şeklinde basit bir gruplandırma yapabilirim bugüne dek tanımış olduğum her bir kimse ve çevremde gözlemlediklerimden yola çıkarak.

Birinci grubu oluşturanlar; rutine, tekdüzeliğe ve egemen yapılara karşı direniş gösteren ve genellikle giyilmesi gereken kılıfları giymek istemedikleri için asi, uyumsuz, anormal kodlanan kimseler iken; toplum tarafından yutulmuş, benliğini yaşayamadan düzene kapılıp giden, “elalem ne der” cilik üzerine biyolojik olarak nefes alıp vererek yaşadığını ve yaşamdan zevk aldığı yanılgısıyla yaşayanlar ise ikinci grubu oluşturuyor.

Bu ikinci grup yanılgılarına o denlisine inanmış ve tutunmuştur ki her türlü meşrulaştırmayı duyabilirsiniz. “Şunu yaptım bunu ettim, şunun için bunun için” gibi argümanlarla gelirler. “Kendin için ne yaptın? Gerçekten kendin için yaşadığına inanıyor musun?” sorusunun cevabını ise ya es geçerler ya da bir insanın kendi karakterine, ruhuna, özüne uygun yaşama isteğini “egoizm” olarak değerlendirirler.

Alışılagelmiş bir beklenti silsilesi varken onun dışına çıkmak linç edilmenize dahi sebep olabilir. Kişisel değerler ve doğrular olamaz. “Genel geçer”e uygun bir profil olmanız gerekir. Çünkü kabul gören budur.

Genel geçer kalıplar, genel geçer doğrular, genel geçer hayatlar.

Birey Olamamak

“Birey” olunmasına izin verilmeyen ve “benliğe” saygı duyulmayan, empati, anlayış gösterilmeyen bir toplum için çok da şaşırtıcı değil. Böyle bir toplumda yenilik, yenilenme, yeniden doğma söz konusu olamaz. Toplum tarafından yutulmamak için direnirsin direnirsin, farklılıklar, açık görüşlülük, renklilik, cesaret, inanç, umut dersin. Birer birer hepsini yok ederler.

Cesareti olmayanlar cesaretini kırarlar, umudunu yitirmişler ümitsizliğe sürüklerler. İnanmayanlar inancını sarsar, dar görüşlüler aklını sorgulatırlar. Köhne zihinleriyle “ne gerek var” derler. Örümcek ağı tutar her yer, toz içinde yaşayıp giderler. Büyük hayallere, mutluluklara, beklentilere gerek yoktur. Öyle genel geçer yaşayıp gitmek kafidir.

Yeniden doğum, umut, inanç motivasyonuna sahip, değişerek dönüşerek sürekli üreterek evrilerek yaşayıp gitmek isteyen kimseler için bu durum yeryüzündeki işkencedir. Yaşama sevincini yok eder. Tek çare kaçıp gitmektir. “Birey” yetiştirmeyen toplumda büyük cesaret gerektirir.

Birey olmaya!

Diğer yazılar için: https://atomic-temporary-175113293.wpcomstaging.com/author/idilguneysimsek/

Sizin de yayımlanmasını istediğiniz seçme şiirler veya yazılarınız varsa editor@kafasesleri.com adresine gönderebilirsiniz.

Youtube kanalımıza gitmek için buraya tıklayabilirsiniz.