Kimi Güzellikler

Gündem tatsız, yaşam koşulları sıkıntılı, insanlık sorunlu… Malum “dünya düzeni” adı altında bitmeyen bir döngünün içinde yuvarlanıp gidiyoruz.

Kasvet havasını solumadığımız bir gün bile olamıyor belki hayatlarımızda… Umutsuzluk, karamsarlık kokusu bedenimize sinmiş. Ne kadar güzel kokulu duş jelleri, sabunlar kullansak da gitmek bilmiyor.

Hepimiz için kendi küçük dünyalarımızda yine de ara ara kimi güzelliklerin olabilmesini diliyorum…

“Kafa Sesleri” bitmeyen sorgulamaların sesi olarak yolculuğuna çıkmıştı. Toplumsal, psikolojik, siyasi konuları irdeleyen, anlamlandırmaya çalışan, sorular soran; kimi zaman ise isyan eden sesimizdi.

Eminim ki isyan hep olacak, yalnız kimi zaman içinde filizlenen umutlarla dinecek ve bizi yeniden yaşama bağlayacak. “Her karanlığın ardından güneş doğar. Her şerrin bir hayrı vardır. Bir kapı kapanır bir kapı açılır.” Eskiden bu cümleleri “Hıhı, evet tabii kesin öyledir.” der geçiştirirdim. Şimdi ise “Olabilir, şöyle oldu ama sonra böyle oldu, belki de…” gibi sorularla kendi yaşamımın sırrını çözmeye çalışıyorum. Daha çok inanıyorum. Belki de inanç duymaya çok fazla ihtiyacım olan dönemler yaşadım, yaşıyorum. Bilmiyorum 🙂

Ama bir gerçek var. Hayat, acısını tatlısını kabul etmemiz için bizi zorlarmışçasına sıkıntı, karamsarlık, üzüntü yaşattıktan sonra -bir zaman- kimi güzellikler çıkartıyor karşımıza. Belki bir gün yine götürecek onları bizden, yeniden isyan ettirecek bizi… Yine de iyi niyetli, umutlu ve inançlı kalma becerisini gösterebilen herkesin bir gün kazanacağına inanıyorum. Bu kazanç tüm insanlığın peşinden gittiği güç, statü, para, şan, şöhret olmaz yüksek ihtimalle… Kanımca zıt kutbundaymış gibi gözüken insani değerlerle bezenmiş, ekonomik açıdan ortalama ama sevgi dolu bir yaşama sahip olmak olur. Belki de varoluş amacını çözebilmek olur… Hayatımıza dokunan tüm insanların bir misyonu, başımıza gelen ve kötü gözüken tüm durumların bir sebebi olduğuna inandım hep. Olgunlaşma yolculuğumuz için dedim hatta… Bakalım iniş-çıkışlarla yoldayız hala.

Bu yazımı beni umutla ve yaşama sevinciyle doldurarak kucak açmış Gazete Sanat‘a ve sevgili arkadaşım Gülçin’e ithaf ediyorum. Varoluşsal krizlerin çağında sanatın iyileştirici gücüne inanan biri olarak ilk kaleme aldığım yazı “Varoluş Maceramızda Müzik” oldu.

Sevgiyle ve kimi güzelliklerle kalalım.

İdil

Diğer yazılar için: https://atomic-temporary-175113293.wpcomstaging.com/author/idilguneysimsek/