Hedefe Ulaşmak

Nöro Linguistik Programlama’nın ne olduğunu daha önceki bir paylaşımda ele almıştık. (Bakınız: https://kafaseslericom.wordpress.com/2020/06/09/noro-linguistik-programlama/) Kısaca değinmek gerekirse; “Nöro”, bilinçli veya bilinçsiz düşüncelerin yer aldığı nörolojik sistemi; “Linguistik”, dilin deneyimleri anlamlandırmasını ve iletişimi, “Programlama” ise davranış ve düşüncelerin kodlanabildiğini ve yeniden üretilebileceğini ifade eder. Düşünme, gözlem ve eylemin altını çizerek bireyin bilinçli bir amaç ile istekleri yönünde ilerlemesinin önemini vurgular. Buna uygun dil ve davranış kalıpları öğretir. Hedefe ulaşmak için iyi biçimlenmiş koşulları sıralar.

“İyi biçimlenmiş koşullar” nelerdir?

Şayet ne istediğimizi net ve kesin olarak belirlersek, onu elde etme şansımız yükselir.

Dikkat edelim, genelde ne “istemediğimize” odaklanırız. “Burada yaşamak istemiyorum, bu iş yerinde çalışmak istemiyorum. Böyle bir hayat istemiyorum.” Hızlıca sıralarız sorunları. Ne istediğimizi ise tanımlamakta zorlanırız.

Oysaki ne istediğimizi bilmek ve hedefimizi olumlu bir şekilde ifade etmek birinci koşuldur. Hedefimiz, istemediğimiz bir şey olamaz. İstediğimiz ve eylem gerektiren ulaşılabilir bir şey olmalıdır.

İkinci koşul, hedefimizin kanıtlayıcı bir işlem sayesinde test edilebilir olmasıdır. Yani, hedef yönünde ilerleyip ilerlemediğimizi saptamak mümkün olmalıdır.

Üçüncü koşul, ulaşmak istediğimiz hedefe dair spesifik bir duyusal duruma sahip olmak gerekir. Hedefimize ulaştığımız zamanın resmini zihnimizde canlandırabilmek ve görsel, işitsel, duygusal açılardan nasıl olacağımızı söyleyebilmeliyiz.

Dördüncü koşul, bizi hedefe götüren süreçte her şey kendi sorumluluğumuzda olmalıdır. Ne yapmalıyım? Ne gibi kaynaklara ihtiyacım var? sorularının cevabı kendimizde olmalıdır.

Beşinci koşul, hedefimizi net bir bağlama dayandırmaktır. Nereye varmak istediğimizi kesin olarak bilmeden istediğimiz yere ulaşıp ulaşmadığımızı hiçbir zaman anlayamayız.

Altıncı koşul, arzuladığımız hedef mevcut durumun olumlu yanlarını korumalıdır.

Yedinci ve son koşul ise, hedefin ekolojik olarak sağlam olmasıdır yani kişi kendisi ve başkaları açısından ortaya çıkacak sonuçları düşünmelidir.

Hedefimizi net ve kesin bir şekilde belirledikten sonra, hedefimize doğru ilerleyip ilerlemediğimizi anlayabilecek duyusal keskinliğe sahip olmalıyız.

Duyusal Keskinlik nedir?

Etrafımızdaki dünyaya karşı iç dünyamızı da kapsayacak şekilde olayları, durumları doğru biçimde gözlemleyebilmek, kendimize ve diğer insanlara karşı farkında olmaktır. Duyularımız aracılığıyla elde ettiğimiz bilgilere daha büyük dikkatle eğilmemizi ve olaylarla ilgili incelikleri kavrayabilme yeteneğimizi artırır.

NLP’nin dayandığı 4 temel uygulamadan üçüne değindik.

  1. Ulaşmak istediğimiz hedefi bilmek
  2. Harekete geçmek
  3. Hedefe yaklaşıp yaklaşmadığımızı anlamamız için gerekli duyusal keskinliğe sahip olmak

Ve son olarak,

4. Hedefe ulaşıncaya kadar davranışı değiştirebilmek için yeterli esnekliğe sahip olmak.

Şayet yaptığımız davranış bir işe yaramıyorsa, bizi hedefimizden uzaklaştırıyorsa; o zaman başka bir davranışta bulunabilmek önemlidir.

O zaman hedeflerimize doğru yolculuğa çıkmaya hazır mıyız?

Diğer yazılar için: https://kafaseslericom.wordpress.com/author/idilguneysimsek/

Yazar hakkında: 2014 senesinde İstanbul NLP eğitim programı kapsamında “NLP Practitioner (NLP Uygulayıcılık)” sertifika programını tamamlamış olup kişisel gelişim alanında farklı eğitimler de almıştır. (Bakınız: https://kafaseslericom.wordpress.com/hakkimizda/ )