Bütün hafta boyunca ağzım açık izledim, okudum konuşulanları, yazılanları. Sosyal medyada, televizyon kanallarında tartışılan konular, yapılan yorumlar… Hissiyatım şu oldu: Ben başka bir dünyada yaşıyorum galiba.

Benim Dünyamda Nefret Tohumları ve Ahlaksızlık Yok
Gerçekten nereden başlasam bilemiyorum. Geçtiğimiz 10 gün içerisinde 2 siyasinin eşleri hakkında yapılan yorumları hepimiz okuduk değil mi? Bir insan nasıl böyle bir yorum yapabilir diye düşünüyorum o zamandan beri. Bu nasıl bir çirkinlik, nasıl bir midesizlik? İçimize öyle bir nefret tohumu atılmış ki herkes hakkında kim olduğunu umursamadan ağzımıza geleni söyleyebiliyoruz. Düşünmek yok, ağzından çıkanı tartmak yok. Bunu ancak hayvanlar yapar diyeceğim ama gerçekten hayvanlara hakaret olur.
İnternet dünyası, sosyal medya bize çok katkı sağlıyor değil mi? Orada bir kimlik yaratabiliyoruz kendimize. Gerçeklerle yakından uzaktan ilgisi olmayan, yapay bir dünya. Sanırım bu yapaylığın etkisi ile ağzımızdan çıkanı tartmak zorunda değilmişiz gibi hissediyoruz. Ama kötü bir haberim var. Geyik muhabbeti yaptığınızda bu çok önemli değilken işi nefret söylemlerine ve ahlaksızlığa getirdiğinizde sonuçlarına katlanmayı da göze almak gerekiyor.
Sosyal Medya ile Savaşmak Çok Akıllıca Değil
Biliyorsunuz bir sosyal medya tartışmasıdır gidiyor. Kontrollerin, engellemelerin ve yasakların gelmesi isteniyor ki bence el altından zaten çok sıkı kontrol ve engellemeler yapılıyor. Bu konuya şimdiye kadar gördüğüm en güzel yorumu Gazeteci Ruşen Çakır yaptı. Sosyal medya ile savaşamazsınız, ilk etapta kazanıyor gibi görünse de sonunda kaybedileceği aşikardır. Çünkü Sosyal medyaya savaş açmak yeni nesile savaş açmak oluyor ve yeni nesil büyüdükçe zaten otomatik olarak savaşın galibi olacaktır.
Bir Z Kuşağı Tartışmasıdır Gidiyor
Daha önce hem yazılarımda hem de eşim ile yaptığımız sohbetlerde (Kafa Sesleri TV) yeni nesli anlamanın çok önemli olduğunu anlatmaya çalışmıştık. Son malum Youtube canlı yayın denemesinde rekor beğenmeme vakası ile birlikte sosyal medya ve Z kuşağı tartışmaları iyice alevlendi. Hatta açık açık ey Z kuşağı “Dislike basan dislike alır” gibi aba altından sopa gösterir vari üstü kapalı koca bir nesli uyarmaya çalışanlar bile oldu.
Çoğu konuyu hep siyasi düzlemde ve bir tarafa yontarak yorumlamayı sevdiğimiz için bu konuda yine aynı düzlemde tartışılıyor. Ama size bir şey söyleyeyim mi hiç kimsenin bu nesli anlamaya çalıştığını görmüyorum. Herkes kendi doğrusunu kabul ettirmek istiyor ve kendi tarafına çekmeye çalışıyor. Bu koca bir nesli anlamamaktır. Bu çocuklar aptal değil, kendileri üzerinden siyaset yapılmaya ve bir safa çekilmek istediklerinin farkındalar. Dertleri anlaşılmak iken onları daha da kendimizden uzaklaştırıyoruz.
Tekrar ederek söylüyorum: Z kuşağını anlayamayan ülkelerin, şirketlerin başı büyük belada. Dünya’ daki herkesin bunu anlaması gerekiyor. Bu düzeni alışa geldiğiniz şekilde yürütemezsiniz. Bir şekle sokmaya çalışacağınıza anlamaya çalışın.
Yine, Yeni, Yeniden Çevre Kirliliği
Serbest Dalışçı Şahika Encümen’ in boğaza yaptığı dalışı ve çekilen fotoğrafları gördünüz mü? Benim gözlerim kanadı fotoğraflara bakarken. İçim parçalandı. Ne yorum yapılır gerçekten bilmiyorum. Dünya ‘nın en güzel şehri denilen İstanbul’un ve bu şehrin en önemli parçalarından olan boğazın geldiği hale gerçekten ne yorum yapılabilir ki? Bir sohbetimizde demiştik yine, haberler çıkıyor burayı görmelisiniz, doğa harikası keşfedilmeyi bekliyor gibisinden. Gerçekten yapmayın o haberleri, keşfetmesin bu insanlar. Böylece yaşayabilir en azından.
Arkasından Atatürk Orman Çiftliği arazisi ile ilgili bir haber gördüm. Merak eden internette haberi bulabilir. Artık ister rant densin, ister Atatürk düşmanlığı densin ne denirse densin. Günün sonunda çok arayacağız bu verimli arazileri. Çok ağlayacağız kalan çorak topraklarda bitki yetişmediği zaman. Yazık, günah.
Dipnot: Hep merak etmişimdir. Gündemde hiç olmaması gereken, en temel hak ve özgürlükler tartıştırılırken arka planda acaba neler oluyor, ne goller yiyoruz diye. Malum 1 hafta alkol satışı tartışmaları alevlendirildi ve arkasından sigara tartıştırıldı. Meğer arka planda “Yeni Anayasa” çalışmaları tamamlanıyormuş.
Yazının Sorusu: Bütün bu olanlara hala şaşırabilen var mı?
Diğer yazılarımı okumak için: https://kafaseslericom.wordpress.com/author/eraykagansimsek/