
Birazdan okuyacağınız satırlar dışarıdan narsistik kokulu ve içeriden isyankar serzenişlerden ibaret olacak… Ve ama işin özünde “kötü oyuncu’ yum” diyeceğim. Nasıl bir narsistik yapılanma bunu diyebilir? düşünürüz.
Çok sevdiğim bir sosyolog Goffman, toplumu tiyatro kavramlarıyla açıklamaya çalışır ve dramaturjik teorisiyle bireyi merkeze aldığı bir dünyadan bahseder. Ve o dünya, “Her aktörün kendi rolünü oynadığı bir tiyatro sahnesidir.”
Şöyle ki; insanlar toplumdaki aktörlerdir. Ve toplumda kabul görmek adına kendilerine verilen rolleri yüksek bir performansla oynamak zorundadır. Yani; nasıl ki aktörün sahnede yönetmene uymak durumunda olması gerçeği varsa; toplumdaki insanların yani aktörlerin de egemenlere boyun eğmesi durumu söz konusudur.
Nasıl ki oyuncu rolüne uygun davranıyorsa, toplumdaki bireyler de kendilerine verilen rolleri oynar ve bunun dışına çıkamaz. Çıktığı takdirde, kendisine verilen rolü “Dünya” isimli sahnede oynadığı için kabul gören bir benlik imajı sunamaz.
Bu bağlamda da toplumdaki aktörler arası etkileşimi üç ana kavramla açıklar. Performans, ön bölge ve arka bölge. Ön bölge aktörün izleyiciyle yani diğer insanlarla yüz yüze etkileşimde olduğu ve kendini izleyiciye beğendirme, onu etkileme çabasının söz konusu olduğu bölgedir. İzleyici tarafından olumlu veya olumsuz görüşlerle damgalanacağı alandır. Arka bölge ise sahne arkası gibidir. Belirli kişilere veya gruplara açıktır. Toplumsal hayatta, eşimize, dostlarımıza, yakınlarımıza açık olan kişisel alanımız gibi.
Buradan yola çıkarak gelmek istediğim noktada diyeceğim şu ki; üzülmeyelim sanat desteklenmiyor, anlaşılmıyor, sevilmiyor diye…
Baksanıza ne kadar çok oyunculuk tutkulu, sahne sevdalısı insan var?
Ne kadar çok;
“yetenekli, kültürlü, vasıflı sanatçıları”,
“topluma yön vermiş kanaat önderlerini”,
“bilgi birikim sahibi bilirkişileri”,
“buluşlar yapmış mucitleri”,
“disiplinli, planlı, adaletli, insan haklarına saygılı yöneticileri”,
“samimi, içten karakterleri”oynamak isteyen insan var.
Ben de çıkmış kendimi sanatsever ilan edip, “hayatı oynayarak yaşamak istemiyorum” diye diretiyorum. Sonra da herkes oyunculuğunu geliştirip, üst düzey performanslar sergilerken, ben böyle “kötü oyuncu” oluyorum… Yazık…
Diğer yazılar için: https://kafaseslericom.wordpress.com/author/idilguneysimsek/