Gündem Kafası: Gururlar ve Sorgulanacaklar

Gündem Kafası yazı serimde mümkün olduğunca taraf tutmadan yorumlar yapmaya çalışıyorum. Eğer bir yazımdan rahatsızlık duyuyorsanız, önce neden rahatsızlık duyduğunuzu düşünmenizi isterim. Yazdıklarım size uymadığı için mi? Yoksa yanlış olduğu için mi? Size uymuyorsa yapacak bir şeyim yok. Ama yanlış olduğunu düşünüyorsanız e-posta ile yanlışımı düzeltmeme yardımcı olabilirsiniz.

Koronavirüs ve siyasi gündemlerin gölgesi altında önemli bazı gelişmelerin gerektiği kadar konuşulmadığını düşünüyorum. Önce sevindirici olanları ile başlamak istiyorum.

İlk kez bir Türk bilim kadını Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi üyeliğine seçilmiş. Sayın Prof. Dr. İvet Bahar’ı canıgönülden kutlarım. Bir Türk olarak buna sevindiğim kadar, kendisini ABD’ ye kaptırdığımız için de buruldum. Keşke Prof. Dr. İvet Bahar gibi değerli akademisyenlerimizi Türkiye’ de tutabilsek.

Keyif aldığım bir diğer konu da şudur; Libya meselesi. Türkiye, Libya meselesinde doğru ve hızlı adımlar atarak, Birleşmiş Milletler, NATO, Avrupa Birliği gibi kurumların resmi olarak tanıdığı Libya Hükümeti’ni destekledi. Öncelikle şunu anlamak lazım, Libya bizim için hem tarihsel açıdan hem de politik açıdan önemli bir ülke ve coğrafyadır. Akdeniz’ e kıyısı olan birçok ülke bizim Libya’ da etkili olmamızı istemezler. Ancak Türkiye resmi kabul edilmiş hükümete çok hızlı destek vererek ve yanında durarak birçok ülkeye tabiri caizse gol atmıştır. Birleşmiş Arap Emirlikleri’ nin ve Mısır’ ın bu kadar Türkiye karşıtlığı yapmasının sebebi tabii ki bu yedikleri golün hazımsızlığıdır. Nihayetinde her ülke kendi çıkarı doğrultusunda hareket edecektir. Önemli olan geçmişte bu ülkelere yaptıklarımızı ve şu an aldığımız karşılığı unutmamaktır.

Bir başarı hikayesi: YDS Zeren

Veysi Zeren, kimya mühendisi olarak mezun olduktan sonra bir yıl memuriyet hayatından sonra istifa etmiş ve kendi işini kurmuş. Debriyaj rulmanı üreterek başladığı iş hayatında şu an dünyada sadece 2 ülkenin ürettiği uçak durdurma sistemi (UDS) üretmeyi başarmış. Ben bu haberden çok mutlu oldum. Azimli olduğumuzda ve üretmeye önem verdiğimizde neler yapabildiğimize dair güzel bir örnek değil mi?

Tıbbi yardımlar ve Türkiye

Türkiye Cumhuriyeti’ nin bir vatandaşı olarak bu zor günlerde ülkemin Amerika’sından Somali’sine kadar her yere tıbbi yardım yapıyor olmasından gurur duyuyorum. İnsanlığın, merhametin para ile olmadığını bütün dünyaya göstermektir benim bakış açıma göre. Ama anlayana…

Tıbbi yardımlar konusunda ise canımı sıkan sadece bir konu var. Sayın Numan Kurtulmuş böyle bir bilgi olduğunu ama teyit edilmiş bir şey olmadığını söyledi. Konu şu: ABD’nin YPG güçlerine sağlık malzemesi göndermiş olması. Tam da ABD’ ye yardımlar gönderilmişken, onların da YPG’ ye yardım etmesi ne kadar manidar değil mi?..

Sorgulanması gerekenler

Anadolu Ajansı’nda bir haber gözüme çarptı. Bu habere göre Türkiye’nin Nisan ayı içerisinde elektrik tüketimi yüzde 15 azalmış. Haberi ilk gördüğümde ne var bunda insanlar evde, iş yerleri kapalı, fabrikalarda üretimler kısıtlı yani beklenen bir şey olması lazım diye düşündüm. Haberin detayına bakınca geçen yılın aynı ayına göre ithalatın yüzde 36 arttığını okudum. Bunun üstüne merak ederek şunu soruyorum. Neden tüketim yüzde 15 azalırken ithalat yüzde 36 arttı? Elektrik üretimimiz azalmış. Peki, bu kadar ekonomik zorluklar, döviz kurlarında yükselmeler yaşarken daha fazla dışarıya kaynak akmasının sebebini ve neden üretimimizin azaldığını lütfen biri bana anlatsın.

Bir diğer sorgulamak istediğim ise BM Güvenlik Konseyi’ nin ABD ve Çin arasındaki Covid-19 tartışması yüzünden kilitlenmesi ve bir karar alamayarak aksiyona geçilememiş olması. Hangi siyasi görüşten olduğunuzla ilgilenmiyorum. Ben doğruya doğru, yanlışa da yanlış demeye çalışan bir insanım ve bu noktada Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ ın “Dünya 5’ten büyüktür” cümlesi aklıma geliyor. Doğruya doğru, bu son gelişmelere bakınca kendisine hak vermemek mümkün değil. Dünyayı etkileyen bir pandemi söz konusu iken iki ülke bütün dünya için atılabilecek adımları, sırf kendi çekişmeleri için kilitleyebiliyor. Demek ki kendilerini dünyadan büyük görüyorlar. Bunun değişmesi gerekmez mi gerçekten?

Sosyal medya tartışmaları

Aslında çok tartışmadan söz edemeyiz. TBMM Başkanlığına bir kanun teklifi sunuldu. Sosyal medyaya kimlik numarasıyla giriş yapılsın diye.

Daha önceki yazılarımda yeni nesli, yeni dünyayı anlamamak ile ilgili yazılar yazmıştım. Üzülerek söylüyorum ki bu kanun teklifi tam olarak yeni dünyayı anlamamak oluyor. Şahsi olarak beni etkileyen bir şey değil. Kimlik numaram ile girsem ne olacak, gizli saklı yaptığım bir şey yok ne de olsa. Ama burada şöyle bir sıkıntı var. Bu kanun teklifi uygulanabilir değil. Defalarca kez internet trafikleri kontrol altına alınmaya çalışıldı, tespitler yapılmaya, yasaklar getirilmeye çalışıldı. Ne işe yaradı? Dünyadaki tüm internet kullanımının yüzde 80-85 civarındaki kısmının “Dark Web” dediğimiz kayıt dışı durumda olduğu unutuluyor sanırım. Vikipedi’ ye yasak getirdik. Ne oldu giremedik mi? Hayır farklı yöntemlerle girdik. Twitter’ da binlerce hesabın takibini yaptık. O zaman ne oldu? Yine izlerini kaybettik. Yani diyeceğim şudur, istenildiği kadar takip mekanizmaları kurulsun, isimsiz hesaplar türlü yollarla yine var olmaya devam edecektir. Emin olun bu kanun teklifi çoğunluğu oluşturan düzgün insanları rahatsız etmekten ve baskı altına alınıyoruz algısından başka bir işe yaramayacaktır. Ve maalesef yeni dünyayı anlamadığımızın göstergesidir.


Dipnot: Şimdiyi anlamadan gelecek kuramayız.


Yazının Sorusu: Peki sizin gündem maddeleriniz nedir?

Diğer yazılarımı okumak için: https://kafaseslericom.wordpress.com/author/eraykagansimsek/

Haber kaynakları: www.aa.com.tr / www.dha.com.tr