
“Uzaktan Çalışmak”, Koronavirüs ile birlikte aslında yeni olmayan ama yeni bir çalışma düzeniymiş gibi davrandığımız bir kavram olarak hayatlarımıza girdi. Uzaktan çalışma ile ilgili şimdiye kadar bir sürü yazı okumuşsunuzdur. O yüzden bunu anlatmayacağım. Asıl vurgulamak istediğim bu süreç ile birlikte iş hayatına olan etkileri.
Nasıl bir çalışma hayatı istiyoruz?
Uzaktan çalışmanın iş hayatına en büyük etkisi bu soru ile yankılanıyor kafalarımızda. Koronavirüs geçici olabilir ama etkileri kesinlikle geçici olmayacaktır. Özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde.
Etrafınızdan şu cümleyi sürekli duyuyorsunuzdur: “Evden çalışıyoruz biz”, “Bir gün gidiyorum bir gün gitmiyorum” veyahut “Dönüşümlü gidiyoruz” Herkesin çalıştığı sektöre göre. Hizmet sektöründe çalışanlardan ise en üzücü olanı duyuyoruz: “Ücretsiz izne çıktım/çıkarıldım”
Tüm Dünya’ da şu sorgulanıyor: “Evden çalışmama rağmen işim aksamadı, o zaman neden her gün fiziki olarak iş yerine gidiyorum?”
İşte bu soruların sonuncusu da “Nasıl bir çalışma hayatı istiyorum?” oluyor. Bu soruya cevap arayışı bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde büyük etkiler yaratacaktır.
Uzaktan çalışmanın getirdikleri, götürdükleri ve bunları yönetmek önemli!
Bu süreç gelişmekte olan ülkeler için bulunmaz bir fırsat doğurdu. Eğer doğru yönetebilir ve yeni neslin ihtiyaçlarını, isteklerini anlayıp, yatırımlarını bu şekilde yönlendirebilirse rakiplerine fark atabilir ve hatta gelişmiş ülke kategorisindeki ülkeleri daha hızlı yakalayabilir.
Uzaktan Çalışma yöntemi bize gösterdi ki yatırımların çoğunu insanın fiziki gücüne dayalı sektörlere yapmak çok da akıl karı bir iş değil. Bir doğal afet olur, bir pandemi olur ve bütün işleriniz aksar. Halbuki yatırımlarını insanın bilgi gücüne dayalı sektörlere yapan ülkelerde gördük ki iç – dış kaynaklı ya da doğal afet vb. kaynaklı bir kriz olduğunda fiziken duran işlerin götürüsünü bilginin getirisi ile ayakta tutabildiler.
Türkiye olarak tam zıplama yapacakken tökezlememizin sebeplerinden birisi de budur. Ancak bu demek değildir ki tarım gibi stratejik sektörlere yatırım yapmayalım. Bu yatırımları bilgiye dayalı ve dengeli şekilde yapalım.
Eğer “Uzaktan Çalışma” nın mantığını hem çalışanlar hem işverenler hem de ülke yöneticileri olarak anlayabilir ve dengesini kurabilirsek, sonunda hepimizin yüzü gülecektir ve daha ferah yaşayabileceğimiz bir gelecek inşa edebiliriz.
Dipnot: “Uzaktan Çalışmayı” anlamak için yeni nesli ve dünyayı anlamalıyız.
Yazının Sorusu: Nasıl bir hayat istediğinize ne kadar kafa yoruyorsunuz?
Diğer yazılarımı okumak için: https://kafaseslericom.wordpress.com/author/eraykagansimsek/
Bilginin gücünü bir nebze daha anlayabilmek adına naçizane bir öneri: https://www.kitapyurdu.com/kitap/bilgi-cagini-anlayamadik/436867.html