TOPLUMSAL DÖNÜŞÜM ve İNSAN

Dijital toplumdaki yeni sosyalleşme biçimleri.

Koronavirüs salgını nedeniyle tartışılan yeni dünya düzeninin insan ve toplum açısından yansımaları acaba nasıl olacak? İnsanın bitmez tükenmez yalnızlıkla mücadelesi acaba daha da mı yalnızlaşmaya doğru gidecek yoksa yeni nesil sosyalleşme biçimleriyle “sosyal varlıklar” olduğumuzu zannetmeye devam mi edeceğiz?

İnsan olarak en temel ihtiyacımız olan “sevgi ve güven” değerlerimiz her geçen gün daha gölgeleniyor. Dijitalleşmeyle birlikte gerçekliğin yerini alan kurgusal hayatlarla birlikte güven duygusu yerini güvensizliğe bırakmaya başlamıştı. Sınırların olmadığı dünyalarda “saygılı ve mesafeli” davranmanın gereği kalmamıştı. “Anlık yaşantılar ve anlık paylaşımlarla” uzun soluklu, emek gerektiren ilişkilerden uzaklaşmıştık. Bağ kuramaz hale gelmiş, güvensiz ve çalkantılı hayatların içinde sevgi – takdir arar olmuştuk. Etiketlerin ve vitrinin peşine düşmekten robotikleşmiş ve rutinin içine sıkışmış hayatlarımızda samimiyetin ne olduğunu unutmuştuk. İçimiz parçalanabilirdi, hayatlarımız mahvolabilirdi ama vitrinlerimiz her zaman mükemmel olmalıydı.

Peki şimdi nasıl olacak? Kendi kendimize kaldığımız bu günlerde çıkacağımız bir keşif yolculuğuyla kendimize ve hayata dair nasıl bir bakış geliştireceğiz?

Fransız filozof ve sosyolog Edgar Morin, evde kaldığımız bu sürecin ve yaşananların insanlığa dair gerçeklere farkındalık geliştirmek için bir şans olabileceğini vurguluyor. Kaliteli bir yaşam, aşk, arkadaşlık ve dayanışma gibi kavramları yeniden değerlendirebileceğimize ve kendimizi bulabileceğimize değiniyor. (İlgili haber kaynağı: https://news.cnrs.fr/articles/uncertainty-is-intrinsic-to-the-human-condition)

Kolektif bilince yüklenen korku ve güvensizlik duygularıyla bu ne kadar mümkün olacak? Ya da şimdiden geliştirilen yeni sosyalleşme biçimleriyle gerçekten bunu başarabilecek miyiz? Yoksa daha da dijitalliğin içine gömülü, fizik gerçeklikten uzak geliştirdiğimiz yeni sosyalleşme biçimleriyle insanlığı yeniden mi tanımlayacağız?

Eğitim ve sağlık bilimleri alanındaki ilerlemeler, işveren ve çalışan ilişkisi açısından yeni iş modellerinin geliştirilmesi gerektiğinin gündeme gelmesi teknolojinin olumlu katkıları olmakla birlikte teknolojinin yanlış kullanımının “birey ve toplumsallık” özelindeki olumsuz etkileri göz ardı edilemez.

Toplumsal dönüşümle birlikte insana özgü değerlerin nasıl aşamalardan geçeceğini hep birlikte deneyimleyeceğiz.

Diğer yazılar için: https://kafaseslericom.wordpress.com/author/idilguneysimsek/