yeni dünya

YENİ DÜNYA

Son 30 yıldır dünya bir globalleşme gayreti içerisine girdi. Sınırlar gayri resmi olarak ortadan kalktı. Her ne kadar devletler birbirine vize uygulasa da dijitalleşen dünya ile birlikte işlemler kolaylaştı ve hepimiz her yere gitmeye başladık. Herhangi bir ülkede üretilenler 10 binlerce kilometre uzakta başka bir ülkede bulunur hale geldi. Önce ticaret ile başlayan globalleşme yerini kültürel birlikteliğe bırakmaya başladı. Artık insanlar birbirini tanımaya başlamıştı ve devletler bunu anlamadı. Anlayamadı…

Özellikle 2000 sonrası nesil 1990 öncesi nesil gibi sadece kendi ülkesinde değil, aslında dünyada doğmuş oldu. Bu nesil şimdiye kadar olan herkesten çok daha farklı bakıyorlar olaylara. Benim çocukluğumda tatile gitmek herhangi bir sahil kenarında denize girmek ve kumda oynamaktı. Benden önceki nesilde ise tatile gitmek memlekete ailesini görmeye gidebilmekti. Ama şimdi ise yeni yerler, gidilmemişi bulabilmek tatile gitmek, yeni yerleri keşfedebilmek… Ancak tam bu noktada işler yine değişmeye başladı. Çünkü yeni nesil o kadar çok sanal dünyanın içinde büyüdü ki onların artık somut olarak keşfedilmemişe dokunma ihtiyacı yok. Sanal gerçeklik ya da arttırılmış gerçeklik ile o deneyimi yaşamayı yeterli görüyorlar. Dikkat edin, bu “Koronavirüs Pandemisi” sırasında evde olmaktan en mutlu olanlar onlar ve bu bize bir şey anlatıyor; Yeni Dünya.

Bu dünyada gelenekler, dinler, devletler hepsi ama hepsi yetersiz kalmaya başladı. Başka bir şey istiyor yeni nesil artık; bütünsellik. Sanayi devrimi ile başlayan makineleşme hayatlarımızı tek düze hale getirmeye başlamıştı. Onlar artık bunu reddediyorlar. Makineleşme ile hayatımızdan çıkan ya da tek düze hale gelen sanat, sosyal bilimler çok farklı bir şekilde harmanlanarak karşımıza çıktı. Somut kavramların daha önemli olduğu bir dünyaya soyutluğu çok farklı, alışa gelmemiş bir şekilde önümüze koydular. Farkında değiller belki ama bu yolda da emin adımlarla ilerliyorlar.

Bu karantina günlerinden onlar ve onları anlayabilenler en güçlü olarak hayatlarına devam edebilecekler. Gelenekselliğe saplanmış olan, kendini diğerlerinden üstün gören, otoriterliği yegane çözüm gören, globalleşmenin sadece ticaretten ibaret olmadığını ayrıca kültürlerin kaynaştığını anlayamayan… Yani kısacası onları ve sebep oldukları Yeni Dünya’yı anlayamayan devletler, düzenler yıkılmaya ya da değişmeye mahkum olacaktır.


Dipnot: Doğa, kendisinden alınanı elbet geri alır.


Yazının Sorusu: Sizce dünya ne kadar küçük?